Hz. Pir-i Galibi'nin Muhtelif Konulardaki Görüşlerine Ait Konu Tasnifi Denemesi
Bu görüşler Pir Efendimizin şu eserlerinden aynen aktarılmıştır.
1. Muhtaç Olduğumuz Kardeşlik
2. Tasavvuf ve Zikrullah
3. Marifet-i İlahiden Hikmet-i İlahi Olan Rahmet Damlaları
4. Metafizik I
5. Metafizik II
6. Hz. Kur'an'da Tesettür, Hicap ve Edep
Pirimizden İnciler
1- Allah-ü Teala Hazretleri,kullarını affetmek için bahaneler halketmiştir.(1.5)
2- Allah'ın inananlara rahmeti olan istiğfar kapısının imansızlara da aşık bırakıldığı,dünyanın bir daha ele geçmeyeceğini anlayasın,hayatı ona göre tanzim edesin.(1.52)
1- Bozuk ahlak nefsin hazzıdır;mekarim-i ahlak,ruhun ve cesedin müşterek kemalatidir.(2.245)
2- Dinsiz ahlak,kalp paraya benzer.(3,19)
1- Hz. Allah(c.c.),"Benim emrim dışında başka bir düsturla yaşarsanız ,emrimle bağladığım erkeklerin nefsani bağlarını koparırsınız;onlar da sizi incitirler."buyuruyor.(6.11)
2- Kıskanç,bencil erkeklerin işine geldiği için kadın Allah'ın verdiği hakkı vermedikleri gibi,emr-i ilahiyi ezaya dönüştürmüşlerdir.(6.102)
3- Kadına karşı vazifemizi idrak,Hz. Allah'a karşı edeptir.(4.53)
1- Hz.Allah(c.c.),sadece alimlerin değil,sadık ümmilerin de Rabbıdır.(2.107)
2- Allah'ın zati sıfatlarını tefekkür dahi etmeyesin,haramdır.Nefsinin kurgusuyla hiçbir yere varamasın.Baki Allah(c.c.),fani evsaf ile düşünülmez;fani malzemeyle Allah bilinmez.(2.243)
3- Allah'ın bir kanunu, diğer kanununa muhalif olamaz.(3.165)
4- İslamiyeti sadece bizim tekelimizde göstermelim;çünkü Hz.Allah(c.c.),alemlerin Rabbidir.(4,26)
1- Mana olmadan akıl,Allah'ın varlığını yüzde yüz ispata müsait değildir,tamamiyle inkara da yüzde yüz yetkili ve muktedir olamaz.(3.7)
2- Akıl,birçok vehimler elinde oyuncaktır.(3.130)
3- Akıl ilimlerde mü'min ve kafir,müşterekdir.(3.146)
1- Peygamber efendilerimize vahiyle gelen emr-i ilahileri akıla halledeceğimi zannedenler,bilmeden aklı ilahlaştırıp nakli akıllaştırmak nefsin ürettiği bir din oluşturdular ki, nefsin ürettiği din,nefse çok cazip gelir.(1.75)
2- Hristiyanların rönesanstan önce yaptığı gibi bizim zahiri ulemamız da akıl yönünü seçerek ulvi meselerinin halline çalıştırdıkların isabet edememişler,İslam'ı kalıplaştırmışlar ve aklı tercih etmişlerdir.(3.21)
3- Akılsızın dini olmaz;ona teklifat yoktur,yeter ki aklı ilah edinmeye.(3.152)
4- Aklın pazarı maddede kurulur;manada akla tezgah kurmaya pazar bulamazsın. Fazla ileri gidersen emr-i ilahiye yeteri kadar uyum sağlayamadığın gibi,ibadet ve taatten de yoksun olursun.(3.152)
5- Akılcı din olmaz;din, nakildir.(2.50)
6- Aklıca ölçülen dinde ibadet ve taat, kaybolmaya mahkumdur.(2.54)
7- Aklıca dinden mürteci yetişir.(8.54)
8- Akılca dinden felsefe,nakilden tasavvuf ve hakikat zuhur eder.(2.54)
9- Manayı nefsani ölçülerle ölçmeye yeltenme.Öyle emr-i ilahiler vardır ki akıl ve mantık sınırının,gücünün dışında tutulmştur.(2.242)
10- İslam beşer icadı olsaydı akla mantığa göre bir şeyler yapmak,elbet mümkün olurdu;ama değil.(3.114)
1- Kalpten beyne geçen gönül yolu,ehli halin,ehl-i aşkın yoludur. Beyninden kalbe akış ise ilmel yakinden öteye yolu,muhaldir.(2.37)
2- Aklın yolu,zan ve tahmin;kalbin yolu,temasa ve hayranlıktır.(2.188)
3- Gönül gözü gönüle raptolunca gönül yolunu samimiyetle görür;gerçek şeriat,marifet ve hakikat tertibi tanzim-i ilahi karargahında yaşanır. O vakit gönüle bağlı kalp,arş-ı ala olur.(4.fotoğraf altı)
1- Emr-i ilahinin kulluk vazifesini müdrik,Kuran'ın manasını bilip yaşayan arif kişiye ver ve onu Arapça biliyor mu diye imtihana kalkışma.(2.107)
2- Arif olmayan kişi,maddenin felsefesini yapıp izah etmekte mahirdir;fakat mananın garibidir.(2.124)
3- Arif olmak için irfamiyet tedrisatına muhtaçsın.Bu ilim Allah'ın yedi kudretindir ve tertib-i tanzim-i ilahidir.(2.124)
4- İrfan mektebi;yüce insanların hakikatleri tahsil üniversitesidir.(3.11)
1- Aşk caddesi,akla tıkandı.(1.85)
2- Aşk,efendiliktir,mecnunluk değil,mecnunda velayet olmaz.(1.56)
3- Bazıları,aşkı ilahi ve mecazi diye iki türlü tarif eder;aşk birdir ve ilahidir;mecazi aşk,olmaz;istekdir ,arzudur,nefsin ihtiyacadır.(1.56)
4- Mecaz olan arzu istek ve ihtiyaçlar,vuslatlar ağırlığını kaybeder;ilahi aşk ise yakınlık ve vuslatta daha da artar.(1.56)
5- Aşk,zeka ile el ele verirse yeni bir alem vücuda getirir.(3.168)
6- Ehl-i hakikat,mutasavvifin,lütfedildiği kadar Allah'ın zafi sıfatlarının zevkiyle yaşar;ilahi,budur.(3.230)
7- Ehl-i aşka sakın gazapla dokunayım deme;ilahi aşkın mesken tuttuğu yerde,kahrı gazaba yer yoktur.(5.26)
8- Kul,amentüyü kabul eder ve amentünün zevkiyle,nefsinin de ilahi zuhurata intibakını görür;yaratılanlarla hayranlık duyar ve yaratanına aşık olur;gerçek aşk-ı ilahi,budur.(5.60)
9- Ehl-i aşk "Sevgili yanında sevgiliye mektup yazılmaz."diyerek sözün ve özün aslını söyleyegeldiler.(5.323)
10- Kulun yaratılış nedeni,aşktır. Aşkı ilahinin öğrenim dalı,kökü tasavvuftur;yol ismi,tarikattır. Talebesinin ismi,derviştir;günlük ders,o kuluna Hz.Allah'ın bahşettiği,ihsan ettiği aşk rahmetidir.(6.187)
11- Hiç bir şeyin ifratı makbul olmadığı gibi ilahi aşkın ifratı da salike yol alamaz.(4.117)
12- Yaratınına hamd ve şükrederek,kesir zikir,emr-i ilahiye intibak zevkiyle yaşamaya çaba gösteren ,Yaratınına hayranlık duyan sadık insan ! Hiç şüphen olmasın,bu maziyetlerinin hepsi şehit,sen Yaratınına aşıksın.(2.38)
13- Aşk sırları,hakikatte Allah'ın emanetleridir.Kamiller,veliler de Hakk'ın eminleridir.Mademki Hz.Allah,emaneti ehline vermeyi emrediyo,hikmet ve marifet ehline verenler,doğu yolu bulmuş olur.(3.172)
1- Allah'ın istisnai yaratılmış seçkin kulları,emr-i ilahının bekçileridir.Onların bazıları inşada; bazıları ikaza;bazıları da ıslaha vazifeledirler.Atatürk,islah ile vazifeliydi;şahidim.(2.13)
2- Atatürk'ün maksadı,iyi anlaşılsın;açık ve serbest bıraktığı türbeler,bir şeyler anlatmıyor mu?Lütfen iyi düşünelim de bu örnek milleti,naehlin şerrinden kurtaralım.(3.113)
3- Atatürk,meşayihten Nurullah Efendi'ye: "Efendi Hazretleri Tekke,türbe ve zaviyeleri ben kapattım.Allah bana ömür vercek mi bilmiyorum;ama ömrüm olursa günü gelince bunları yine ben açacağım demişti idarecilerimizin "Bu,Atatürk ilkesidir,taviz vermeyiz" demeleri,Atatürk'ün yapmak istediğimi bilemekten kaynaklanıyor.(3.113)
1.Biat,ezel-i ervahta verdiğimiz ikrarın tekrarıdır (2.138)
2. Derviş mürşidinin manevi vazifesinde peygamberine (s.a.v) biat eder.
Söz,Allah’a verilir ;biat, Peygamber Efendimize (s.a.v) yapılır. (2.114)
3.Veraset taşıyan, izin ve icazet sahibi mürşide biat edilir. (2.114)
4.Teklifata tabi olmayan kişiden biat alınmaz ; çünkü biat teklifat-ı ilahinin dünyada tekrarından başka bir şey değildir. (2.138)
1. Ben biliyorum hastalığının ismi , enaniyettir ; merhemi de tövbe istiğfardır. (2.111)
2. Yokluk , beşere ; varlık Allah’a mahsustur . Beşer,kendine varlık sıfatını maletmeye cüret ederse iki cihanda da rezil olur , sahtekardır.(2.115)
3. Enaniyet ve varlık , Allah’a mahsustur;kulda görünümü , sahtekarlıktır (4.293)
1- Hayatı , her gün yeni doğmuş gibi yaşayın.Sıhhat ve selametin için kapanmış maziyi,meçhul olan istikbali bırak,günü yaşa. Dem,bu demdir. (3.212)
1. Cümle melanetinin kaynağı, cehalettir(2.52)
2. Cehaletten kurtulamamış insan, mazur değildir(1.26)
3. Her şeyi biliyorum zanneden, bu tutumuyla cehaletini ilan etmiş olur.(2.52)
4. Efendimizin (s.a.v) şahsiyetinde zuhur etmeyen güzellikleri başka şahıslarda aramak, cehalettir (2.109)
5. Dinsizliğin giriş kapısı, cehalettir ilim tahsil etmiş, az çok güzelliklere vakıf olmuş bir insanın dinsiz olması, düşünülemez. (4.42)
6. Bilmeyenin eline mızrap verirsen, kanunun göğsünde kırılmadık tel kalmaz (2.238)
7. Kabul etmeyenler, İslam’ın anlamını yeteri kadar bilmediklerindedir(3.198)
8. Bilemediğimiz manevi tecellilerin inkarı ilim olmadığı gibi cehalettir;
Cehlin de cehlidir (4.61)
1.İnsana bahşedilen cüz’i irade, külli iradenin etkisinde olup insan, sadece cüz’i iradeden sorumlu kılınmıştır (1.45)
2.Cüz'i irade müddetlidir ; müddeti dolmadan iman ağacından yetiştirdiğin rahmet meyvelerinden ye (2.207)
3.Hz Allah (cc) Kül olarak her şeyin ihtiyacını fazlasıyla haketti kavaldan name çıkarmayı düşünüyorsan üstadın dediği gibi "Yel Allah'ın kaval Allah'ın ; sen,parmaklarını oynatmayı bil."verilen cüz-i iradeni kastediyorum.(4.31)
1- Çocuklar büluğa erinceye kadar teklifata tabi değildirler ; ama müslümandırlar.(3.117)
2- Daha hayat tecrübesi yokken çocuğa meslek seçtirme , kendine gelsin. (3.174)
3-Çocuğu , ana babanın arzusuna göre meslek sahibi yapmayın ; hayrını şerrini bilerek , kabiliyetini idrak edip mizacına uygun mesleği kendi seçsin.(3.174)
1-Sıkıntılı , çekilmez , tahammülü güç bir hayatın mı var? Kuvvet ve kudret-i ilahiye inanıyorsan bu sıkıntı , senin için uyarıdır , rahmettir (2.112)
1- Peygamber efendimiz (sav), mana itibariyle en büyük derviştir. (2.109)
2- Bir dervişin bir şeyhi vardır. İcazet aldıktan sonra başka şeyh efendilere verilen hallerden istifade ettirilir ; tertib-i ilahi, ayrılık yoktur. (1.78)
3- Dervişin terbiye tarzına, şeyhine biat ettikten sonra kimse müdahele edemez; ederse dervişin manasını öldürür. (1.78)
4- Dervişin anayasası, kulluk vazifesini yerine getirmektedir. (2.55)
5- Derviş, teslimiyete ne kadar sadık kalırsa makam-ı rızadan o kadar nasip alır. (2.55)
6- Dervişin şahsına rahmet olan manevi tecelliler, hayatta olan şeyhinin suretine tecelli eder, bu türlü zuhuratı izah yetkisi, şeyhine verilmiştir. (2.189)
7- Sadık derviş, Peygamber efendimizi (sav) yalnız gördüğü zaman şeyhinin suretinde göremiyorsa mana hali, noksandır.(3.69)
8- Sadık derviş, emr-i ilahiye samimi intibak etmiş Hz.Allah'a ahdini, Hz. Resullullaha (sav) biatını son nefesine kadar koruyandır. (3.90)
9- İslam'ı katılaşmadan, içtihatlı hoşgörülü, asr-ı saadetteki gibi samimi yaşayan ve bu sıfatı taşıyan kişiye derviş denir(4.197)
10- Dervişin kemalat-ı, Allah için şeyhine olan bağlılığındaki mana , dervişin imanının ölçüsüdür. (4.120)
11- "Ben ilim şehriyim; Ali kapısıdır; o kapıya yapışan kişinin ismi, derviştir." denilmiştir. (4.197)
12- Derviş, günah-ı kebair dışında çağın nimetlerinden istifade için cüz'i iradesini kullanmayı bilen ve kısmetine tembelliğinden rıza gösteriyormuş gibi değil, imanından ihsan edilene rıza göstermeye çalışandır.(3.90)
13- Dervişin lisanı ve kalbiyle muhafaza altında rabbini zikretmesi, daimi zikre lisanen ve halen nail olması, o bahtiyar insana sadakatinin mahsulü, rabbinin yed-i kudretinden lütfedilen meleke ve diplomasıdır.(3.109)
14- Sadık Derviş! Sakın sadakatinde cıvıklık yapma! Unutma ki gönül şehrinin kapısının anahtarı, itimatla teslimiyettedir(4.294)
1-Din , ahlak ve güzelliktedir ; çirkinliler , din değildir.(2.75)
2- Dini olmayanda mekarim-i ahlak olamaz ; varmış gibi görünse de satıhdadır , içe yansımaz(2.75)
3- Din , hayatın dışına itilip bir fantazi veya ara sıra başvurulması gereken bir teselli kaynağı gibi olmamalıdır. (3.19)
4-Çirkinlikleri , dinin malı ve parçasıymış gibi gösterenleri tasvip etme , yanlarında bile bulunma ve o din kardeşine acı. (3.115)
5- Din , mahrumiyet değildir (3.115)
6- Beşer , hayatını ilerletmek ve bir gayeye vasıl olmak için ilme ; ruhunu tatmin için de dine muhtaçtır.(3.135)
7-Din Allah'ın (cc) inzal ettiğini ; fen , Allah'ın yarattığınını gösteren kanunlarıdır.(3.165)
8- Ehl-i hal bilir ki , dinin felsefesi yoktur ; felsefe , beşeridir ; din , ilahidir (2.64).
9-Din terbiyesine sahip olmayan toplumlarda sonradan ihdas edilen telkin ne kadar kuvvetli olursa olsun müeyyidesiz bir nizamnade kıymetinden öteye aşamaz. (3.19)
10- Sonra gelen semavi din , önce gelen dini iptal etmez bunun dışındaki düşünceler , imanla bağdaşamaz ; bütün semavi dinlere düşmanlık , burdan gelmiştir.(1. özel 3)
11- Bütün semavi dinlerde insanlık ve kardeşlikten başka bir şey göremezsiniz(1.28)
1- Şunu iyi bilesin ki ıslah ettiğin duygular, seni tamamen terk etmeyecektir.
2-Beşeri duygular her an yerini almak için imanın zafiyetini arar. Fırsat buldu mu hemen özlediği yere oturur. İşte kulun imtihanının zuhuru ve tecellisi budur.
3- İçinizden geçirdiğiniz düşüncelere de dikkat edin ki sırat- ı müstakım üzere olasınız.
4- Zahiri 5 duyu: Görmek, işitmek , koklamak, tatmak, dokunmak. Batıni 5 duyu ise: hayal, hafıza, müfekkire (düşünmek), müzekkire (anma), hatıra. halk arasında 6. his , telepati diye bilinir.
1- Dünya Ezel-i ervah'ta imtihanı vermeyen ruhlar rahmetinden istifade etsinler diye Rabbimin sonsuz rahmetinin tecelli ve kazanç yeridir.
2- Bu alem kazanç yeridir. Allah'ı bilenler için rahmet bilmeyenler için cifedir uyarıdır. O da rahmettir.
3- Dünya memduhtur. Beni Adem için ferah ve güzel, kafir için toleranslıdır.
4- Dünya bir ceza yeri değildir. Cenab-ı Zul celal ve tekaddes hazretlerinin fiili sıfatlarının tecelli yeridir, Bizatihi değil izafidir.
5- Dünya beşerin nefsani zevklerine uygun devam eylese ezel-i ervahta beli diyememe gafletine kapılan ruhlar, öyle küfrü indi ilahide mi kalacak?
1- Edep aklın dışarıdan görünüşüdür Kur'an yazısında üç harften Teşekkür edip Her harfi Bir Mana taşır Eline Beline Diline diye
2- Efendi anla ki insanın bedeninde Can neyse Edepten ibarettir.
3- Kainat kubbesinin dönüşündeki nizam ve revnak edeptir.
4- Ayağını iblisin kafasına koymak Ona hakim olmak istersen Gözünü aç şeytanı öldüren edeptir.
5- Allah kelamı baştan aşağı edeptir.
6- Aklı İman nedir diye sordum O da kulağıma edeptir dedi.
7- Edebe riayet ederek yapılan müracaatlar indi ilahide reddolunmaz.
1- Efendilik Peygamber Efendilerimizde sıfat olarak tecelli etmiştir varisleri de bu sıfata layık görülmüştür Mevlana Lafzı da aynı manayı taşır
2. Allah'ı bir bilip kul olmak için iradesini kullanan salih kişilerede efendi demek lazımdır.
1- Şu günlerde ve gelecekte daha çok ehli kitabın kardeşliğine muhtaç olduğumuz gibi güvenilir dinsizlerinde yakınlıklarına muhtacız
2- Allah'a inanan ehli kitaba kafir gavur diyemezsin
3- Ehli kitap gayri müslim değildir
1- Espri yapmak, fıkra anlatmak, akıl ve bilgi, hoşgörülü insanlara iman ürünü olduğu gibi Hz. Allah'ın kuluna lütuf ve ihsanı olan hoşgörünün meyvesi içtihat görmüş insanın sahibi olan islam mevcudiyetinin kulda görülmesidir.
2- ilahi espriden şüphe edilmesin dad-i hakk'tır. Peygamber efendilerimiz de ve varislerinde bariz görülegelmiştir. Eğiticidir. br>
3- Eğitici olmayan nefsani esprileri , kişinin zamanını hoş eylese de satıhda kalır. Ruha hulül edemez , kimseyi rahatsız etmediyse meclisi hoş eder.
1-Evliyanın anlamını hiçbir zaman yansıtmayan dost kelimesi bazı ayetlerin anlamını tamamiyle değiştirirerek bütün semavi dinleri şeriyatı Muhammediye düşman etmiştir.
2-Zahiri ulemanın kıskançlığının zuhurundan başka izahı olmayan dost demeyi bırakalım da evliyaya evliya diyelim.
3- Evliya velinin çoğulu diye manevi küstahlıktan buluma. Dost diyerek gülünç olma. adama sormazlarmı "bu, Allah dostu da geri kalan kullar Allah düşmanı mı ? " diye.
1- Hiç bir lisan, mü'minin kalbine ezan hitabının etkisini yapamaz.
2- Hadisi şerifte şöyle buyruldu; "Kalk ya Bilal! Ezanı oku da bizleri ferahlat! Ya Bilal şahitliğini seslen , uzak yerlerden de duyulsun"
3- Ezan-ı Muhammedi, gerçek şahitleri lisanı ve ifadesidir.
1-Felsefe nefsin ürettiği, maddeden ileriye gitmeyen ilmen yakindir.
2-Felsefe akıldan öte gitmez, son durağı akıl ve maddedir.
3-Felsefe tasavvuf değildir. Olamaz da.
4-Felsefe madde içindir. Mananın felsefesi yoktur.
1- Bugün gerçek ehli tarikin çektiği işkence ve eza naehlin tutumundan dini tedrisat gören kişilerin de felsefeyi benimsemesinden kaynaklanıyor.
2- Felsefenin son durağı akıldır. Maddedir. Tasavvuf ise naklin yaşanmasıdır. Manadır , vera ve takvadır.
3- Felsefenin akışı beyinden kalbe ; Tasavvufun akışı ise kalpten beyinedir. İkisininde yolu, ayrı ayrıdır.
1-Şeriatın adabı ve peygamberlerin ahlakıyla ilgilenmeyen gafile aşk şarabı nasip olmadı , olmayacak ta
2-Hayır ve şer ölçüsünü bilmemek cehalettir , gaflettir.
3-İndi ilahiden veriliyor ise yeter de. "deme". "yeter" fikri gaflettir. Hz. Allah'ın rahmetini kısıtlı görmektir , bilgisizliktir . İman zafiyettir.
4- Gafletle olan insan küfre mahsus naehlin icrayı sanat ettiği alet mesabesindedir. Kimin eline geçerse onun küfrüne hizmet eden olur.
1- Dünya ve ahiret güzellikleri say-i gayretinizden zuhur edecektir. Zuhur eden güzelliklerde rahmet tecellisine dikkat et umulur ki gerçeği görürsün.
2- Kulun gerçeklere biraz yönelmesi onu rahmet-i ilahiden nasipli kılar.
3-Allahın her şeye kadir oluşuna ve insanın sorumluğuna inanç, ehlini gayrete getirir, onu kaçınılması mümkün olmayan hadiseler karşısında tahamülle kabiliyeti kılar.
1- “La ilahe illallah” diyenin müslim olduğunu “şahit ümmet “ olarak cihana duyursaydık dünyanın rengi değişecekti , din dışı arayışlara lüzum görülmeyip rönesans gibi değişiklik gerekmeyecekti. (4.4)
2- Ehl- i kitaba “kafir, gavur” demekle teselli oluyoruz zannettik ; gayretullaha dokunduk ,Allah affetsin.(2.49)
3- “Ey İnsan ! Bu alemi ben yarattım sen düzene sokacaksın “ hitab-ı ilahisini ters anladık ; gavur ve kafir dediğimiz ehl-i kitap , İslam’ın bu yönünü bizden iyi anladılar.(2.140)
4- Ehl- kitaptan Allah'a iman edenlere "Müslim" diyemedik, nedenini İslam’ın şartında aradık (3.118)
5- Sadece Arapça bilmek, Allah’ı bilmek için yeterli değildir. Asr-ı saadete bak, müşrik, munafik, mürted ,Arapça bilmiyorlar mıydı?(2 .107).
6-Allah'a şirk koşmayan kişiye, sen de Müslümansın diyemiyoruz .(2 195)
7- Namaz kılmayan, oruç tutmayan, hacca gidemeyip zekat veremeyen kişi bunlara rağmen lisanen “Allah vardır ,Allah tan başka ilah yoktur derse ona Muslim değildir diyemezsin. (3.117)
8- Emri ilahiye uyumlu olmayan, çarpık kulluğundan ve değerlerinden habersiz kişi ve toplumları tasvip ettigim zannedilmesin. (6.110)
9- Ehl-i kitap ismi altında ehl-i iman ve ehl-i Islam'a yaraşmayan melanet ve zulmü yapan, bu hunharca zulümlerden haz duyan zalım ve ne olduğu belirsizi tasvip ettiğim duygusuna kapılmayasın. (6.112)
10- Sakın ha “bir lokma bir hırka “sözüne uygun gibi görüp iltifat etmeyesin;çünkü bu söz tembellerin ve tertib-i ilahiye riayet etmeyenlerin nahos sözüdür , kanaat değildir .(2.157)
11- “Bir lokma, bir hırka “sözü, ehl-i tasavvufun hali öyle olmalı zannıyla benimsemiş ve bu tavır ,düşünce, servet sahibi olanları gerçeklerden uzaklaştırmıştır.(2.158)
12- Kaderiye ve Cebriye mezhebi , ehl-i sünnet itikadıyla bağdaşmaz ,küfürdür.(1.45)
1- Gönül , aşk-ı ilahidir; yaratılışın sırrıdır .(2.27)
2-Dikkat! İnsanı hayvandan farklı kılan, gönüldür,gönül, ben_i Adem’e yaratanı bilmesi bahsedilmiş rahmettir. (2.27)
3- İslama açılmış gönül , rahmettir; Rabbinden Rabbinden bahşedilen nurdur (2.190)
4- Gönül gözü olmayan kişi, hakikatı neyle görecek? (3.180)
5- Seçeneğin gönül olursa rahmete giden yolunu çok kısaltmış olursun (3.189)
6- Görüp yaşayabiliyorsan, yaratılışın sırrı olan gönül iIminden nasipli olduğun ilmin içindesin demektir (3.189)
7- Hangi kalp, marifetullah karargahını kuramamıstır; o kalp, şeytanın istilasına maruz bırakılmıştır. (6.83)
8- Ey Hocam ,Müftü Efendilerimiz! İlminle ibadet ve taatimizin maddi yönünü götürmeye çalışıyor, gayret ediyoruz. Sen de gönül pazarına uğrasan da biraz alış veriş etsen ne kaybedersin? 7 (4.286)
9- Yolu gönül bahçesine uğramayanlar, hakikat çeşmesinden su içemeyenler! Merakımı mazur görün susuzluğununuzu neyle gideriyorsunuz ? Susuzlara çeşmeyi ,suyu nereden gösteriyorsunuz. (4.285)
1- Kalp ne zaman sevgiye donanırsa o zaman ismi gönül olur. (3.11)
2- Sevgi olmasa gönül ne işe yarar? Gönül olmazsa sevgi nereye konur?(3.11)
3- Gönül sevginin durağıdır.(3.11)
1-Kalbi göz yaşlarıyla suladığın zaman yaptığın duayı kainat bilir.(1.44)
2- Gözyaşına kıyamayanlara aşk yolunda sefer, haram kılınmıştır.(1.44)
3- Bazı gözyaşları , gözü sulandırmaktan başka bir işe yaramaz.(1.44)
4- Allah için akan gözyaşları , bir maksada istinaden değil sadece rıza-i Bari için olmalıdır.(1.45)
5- Göz, yaşla dolup kalp hissettiği zaman benlik gider,işte o vakit kul , Allah ile konuşmuş olur;bu hal ,mü’minin miracıdır.(1.45)
6- Gözyaşının tadı, Allah’tan gayrı için akttığın yaşın tadına benzemez ;dilini dokunup bakarsan daha tatlı olduğunu görürsün;çünkü geliş kanalı başkadır , ne acı ne de tuzludur.(1.45)
7- Beni İsrail’in müşrikleri , Hz Musa’ya : “Allah’ın azabıyla bizi korkutuyorsun ;ama biz böyle bir şey görmedik .” deyince Hz Allah, şöyle buyurdu : “Ya Musa! Biz onlardan gözyaşlarını aldık ;bu bela , onlara yetmiyor mu?(3.255)
8- Gözyaşı ,başka mecradan gelir ;kaynağı rahmet,bereket ve mağfirete; aşk-ı ilahiden verilen sadakat bonservisidir, tuzlu değil tatlıdır.(3.256)
9- Hayatında ilahi aşkın müjdesinin kanıtı olan sadece Allah’ı düşünerek sevinç gözyaşı ,hiç gayrı ihtiyari aktı mı?(3.256)
1- Güzellik ve çirkinliğin ölçüsü , Allah’ın kanunlarına göredir ;nefis büyük günahı bile güzel görebilir.(2.124)
2- Sakın kimseye suizan etme , hün-i zan eyle. Her yarattığın güzel bir tarafı vardır, onu gör , bil , onunla bir ol.(3.224)
Seyyid Ahmed-el Kebir Rufai’nin Evlatlarına Güzellikle İlgili Öğütleri
1- Kalbin güzelliği , havfullah iledir.
2- Aklım güzelliği, mesmuat-ı ilahiyi düşünmek iledir.
3- Ruhun güzelliği,nimet-i ilahiye karşı kavlen, fiilen , halen,sırren şükretmektir.
4- Lisanın güzelliği , malayanıden sükut etmektır .
5- Yüzün güzelliği, Halık’a halisane ibadet halka sadıkane hizmet etmektir.
6- Niyetin güzelliği , masivayı, dünya ve ahirette faydası olmayan hatıratı gönülden çıkarmaktır.
7- Nefsin güzelliği, emr-i ilahiye ters düşen şeylerde, nefse muhalefet etmektir.
8- Sırrın güzelliği, sabır ,belaya , musibete tahammül etmektir.
9- Halin güzelliği, istikamet iledir.
10- Hizmetin güzelliği, edep iledir.
11- Kelamın güzelliği , doğru söz söylemektir. (3.143)
12- Zenginliği, ilim ve irfan ile ;güzelliği ilim ve takva ile , izzeti şerefi de Allah’ın yasak kıldığı hadiselerde nefsine muhalefeti iledir.(3.168)
1- Benim inancım ve yaşantımla bağdaşmıyor diye herhangi bir şahsı aşağılama hakkı , kimseye verilmemiştir.(6.108)
1- Vardığı menzilde sofra beklemeyen hal ehlinin yalnız elini değil , ayağınıda öperim .(3.177)
2- Allah’ın merhamet sıfatının nefsimizde suhur etmesini tazarru ve riyaz edelim ki Rabbimiz ihsan etsin . Bu isteğe lisanla başlanır ; ama hale dönüşmedikçe istek, muallakta kalır.(1.7)
3- İnsanın canı, mertebesi , mü’min mi kafir mi yoksa erenlerden midir ,halinden sözünden ve işinden anlaşılır.(3.171)
4- İnsanın inancı neye ise işlerinden ve sözlerinden belli olur.(3.171)
1- Helalin yolu,kalbe gider;nazar-ı ilahide yer edinir,haramın ise nefisten başka yolu yoktur.(5-16)
2- Haram, nefsin emr-i ilahiye yönelmesine tahammül edemez; çünkü manevi zuhuratla,onun isteği ve hazzı değildir.(5-16)
3- Haram kazançtan sadaka verilmez, verilen sadaka Hz.Allah’a karşı istihzadır.(5-17)
4- Haram lokmayla beslenen aile etrafından hayır bekleme,manevi hiçbir kuvvete sahip olamaz.(5-17)
5- Büyüklerimiz buyurdular ki haram servetin devamının en fazla 25 seneyi geçtiği görülmemiştir.(5-106)
1- Seher vakti, hikmet-i ilahi cümle hastalara seherin zevkiyle fakat (ferahlık) verilir.Bu feyzi; hicran çeken hasta, iyi anlar.(4-154)
2- Hasta hicranından; tabip imanından Allah’tan ister. Tabibin duası ind-i ilahide daha geçerlidir. O bakımdan Hz.Allah’ı Allah’ın istediği kadar bilen tabibe toplumların ihtiyacı var.(4-149)
1- Olmuş geçmiş bir şeye kaygı çekerek”keşke şöyle yapsaydım böyle olmazdı.” Gibi söz ve üşünce şeytanidir, vesveseye yol açar.(3-154)
2- Şayet tebirden sonra yine bir şey değerse işin istediği gibi olmadan”böyle yapsaydım şöyle olurdu.”demeyesin. Allah, takdir etti, istediğini yaptı de (3-154)
3- Asr-ı saadetle yaşasaydım daha takva vera sahibi olurdum,deme. Yanlış düşünme. O zamanın Allah’ı ayrı değil ki!(4-31)
1- Hayatı boyunca hikmet talep eden, zaman gelir, hikmetin zuhur kaynağı olur, onu elde etmek için sebep aramaktan asude kalır; zira Hz.Allah, o kulunu, rahmetinin zuhuruna vesile kılmıştır.(3-15)
2- Hakk’ın rızkından yeyin! Ayet-i kerimesini “ekmek” anladık; gördüm ki bu, hikmet ve mağrifetmiş.(1-6)
3- Hikmet,görülde bir nurdur; ki sahibi; o nur ile vesvese ve ilhamı birbirinden ayırır.(3-197)
4- Hikmet, Kur’an’ın nurudur;ilim ve amelin hakikatını bilmek, kalbi mekr(tuzak) ve hileden temizlemektir.(3-197)
5- Hikmeti,hayatı ve yaşantısı emr-i ilahiye uyumlu hz.insanın her halide görmek, mümkündür.(3-197)
6- Hikmet mü’minin kaybolmuş devesi gibidir; herkes, devesini iyi bilir.(3-199)
7- Anlatılan hikmetler, meclisindeki cemaatin bazılarının manevi rızkıdır.(4-194)
8- Her şey maksada ve hikmete mebni, yaratıldığı değeri taşır, noksanlık gibi görmemek gerekir. Yaratılan her şeyi, yaratıldığı değeriyle değerlidir.(4-53)
9- Görünüşte insan, bir sivrisineğe mağlup olur, fakat batında yedi kat göğe ulaşan kudreti vardır.(3-130)
10- Müslim, mü’min olmak için ihtiyarını sarfettiğinde, hikmet noksanlığını giderme ihtiyaç duyacak ve manevi doyuma ulaşma ihtiyacı bir ömür boyu sürecektir; çünkü hikmetin başı vardır, sonu yoldur.(4-94)
1- Dünya ve ahiret seni mesut edecek iki şey tavsiye ederim: Evliyaya hizmet, fukaraya himmet(2-93)(A.Geylani’den)
2- Her birimiz dünyaya bir vazife için geldik. Hayra mı şerre mi hizmet ettiğimizi bilmek, uyandığımızı gösterir.(3-158)
1- İnsan,kendi azabını esiri olduğu huyu ile hazırlar ve sonra kendinde galip olan sıfatlarıyla haşrolur.(3.14)
2- Kişi, mizaç ve karakteri ne yöne meyyal ise nasibini oradan alır. Bu “Ben, kulumun zannına göre tecelli ederim” buyruğunun zuhurudur.(2.227)
3- Hz.Allah, insanoğlunun mayasını simasında zuhur ettirir; bu,beşerin ihtiyarında değildir.(4.211)
4- Bir insanın kişilik ölçüsünü anlamak için alışveriş yapacaksın Muradın, tiynetini anlamaksa menfaatine hafif dokunacaksın, mayasının ne olduğunu anlarsın. Bunlar,basit ölçülerdir; asıl ölçü, Allah korkusudur, imanı nispetindedir. Gizlenmesi ise ilmi zahirin kurnazlığa ayrılan ölçüsü nispetindedir(5.156)
1- Din ve iman belirtileri eğer inkar nefesiyle söndürülebiliyorsa tatmin olunmayan böyle bir hayatta huzur ve saadet nasıl bulunacak ?(2.50)
1- Dini tedrisatımızı 1200 senelik içtihatla götürmeye çalıştık ve ister istemez aklı nakle dönüştürdük.(3.110)
2-İçtihat, her dalda gereklidir; içtihatsız kalan toplumlar medeni iken zamanla bedeviliğe dönüşürler.(1.15)
3- Dünya nizamı, kulun içtihadına bırakılmıştır.(2.40)
4- İçtihatsız bırakılan, çağa uyum sağlayamayan her yönüyle mütekamil yaşayan kullarına bahşedilen şeriatı Muhammediyeyi beş duyudan gayrısına iltifat ettirmeyip ne hale düştük?(3.110)
5- Mahrumiyet ve çağa uyum sağlayamamak,emr-i ilahi değildir.(3.110)
6- Çağa göre içtihat yapılmayan dinin zaman geçtikçe katılaştığını ve hurafeye kaydığını, daha daha mezhepler ve tariklerin çoğadığını, fıkıhla ilgili olmayan mezhepler olduğunu görürsün.(3.115)
7-Şeriatlar, içtihatla değerini korur; içtihatsız içinden çıkılmaz hale gelir.(3.160)
8- Tevhidin sıhhatine halel getirmeden her devirde, her mevzuda içtihat yapılması, elzemdir.(4.26)
9- İçtihatsız geçiştirilen zamanların beşer hayatında yaptığı anormallikleri görmemek, mümkün değildir.(4.26)
10- İçtihattan habersiz kişilerin terazilerinin gerçekleri normal tartacağını beklemek, gaflet olmaz mı ?(4.27)
11- Allah’ın ihsan eylediği emr-i ilahiye uyuyor yaptığı icraat ayetle sabit ise bu mevzuda içtihada yer yoktur.(6.120)
12- Bir yerde nass varsa orada içtiht geçersizdir.(6.120)
1- İnsanoğluna verilen ilmin hududu yoktur; bu ilim herhangi bir zamana mahsus olmayıp kıyamete kadar kemalatıyla devam edecektir.(2.152)
2- ”Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu ?” buyruğu, ilmel yakin değil,aynen yakin, Hakk et yakindir.(1.39)
3- Kulluk yapacak kadar Allah’ı bilmek, ilimdir.(1.48)
4- Kulluk yapacak kadar Allah’ı bilmek, ilimdir.(1.48)
5- İlm-i kelam, mana ile takviye olmadıysa küfürden kurtulamaz.(3.128)
6- Sadece ilim istemek sapkınlık olduğu gibi, İlimsiz amel istemek de öyledir.(3.145)
7- Faydalı ilim, salih amelden şereflidir; ilim, amel ve iradeden öncedir; çünkü maksat,önce Allah’ı bilmek, sonra Allah’a bilmek, sonra Allah’a nasıl ibadet etmek gerektiğini bilmektir.(3.145)
8- Ömrün nihayeti, ilmin sonu değildir. İmanında ihlas ve sadakat gösterip hep Allah’ı bilme zevkine erenleri kabir hayatında bile ilme devam ettirirler.(4.24)
9- İstisnai ilimlerin zuhuru, istisnai vazifelilerde görülür.(2.89)
1- Cümle güzellikler, imanın tezahürüdür, ahlaksızlıkla iman bağdaşmaz. (2.245)
2- Allah'ı kalbinin derinliklerinde duyan bir insan, O'nun varlığı için hiç bir ispat ve delile ihtiyaç duymayacak derecede iman sahibi olur. (3.30)
3- Mutasavvıflara göre imanın 72 şubesi vardır. Başı Allah' tevhit etmek, zirvesi, rızka imandır. Rızka iman, diğerlerinden daha zordur. (2.156)
4- Maneviyatta değer ifade eden iman 3’tür: Lisanen, kalben, hâlen. Üçü birleştiği zaman ind-i ilahide makbuldür inşaAllah. (2.201)
5- Her vardığı menzilde sofra bekleyen, dünyevi bir menfaat görmediği şeylerden haz duymayan başkalarının teşvikiyle ehline biat etse de tutumunda, muamelâtında, ibadet ve taatinde hulasa her icraatında iman zaafını görmek mümkündür. (2.120)
6- Ruhu nefsin çirkin arzularından kurtarmak kolay olmayıp çok ulvi ve kutsi bir fergat ister; bu feragat ise Allah’a "acabasız iman ile elde edilir. (3.131)
7- İmanın şartı 6’dır. Altı şartta noksanlık yapanların imanı, o noksanlık kadar noksandır, imansız diyemezsin, ama Hz. Allah’a ve Resulüne (s.a.v) gerçek şahit olma niteliğini zayıflatmıştır (3 119)
8- İman, çıplaktır; elbisesi, takva ; süsü haya; meyvesi ise ilimdir. (3,196)
9- Salih itikada malik olmayan ruhlar, güzel işlere de malik olamazlar (3.167) (ibni Sina)
10- İbadet ve taatler, nefis ölçeğiyle değil, iman terazisiyle ölçülür (4.144)
11- Zevahire hüküm verme. Bilesin ki her kişi Allah'a olan imanı nispetinde manadan nasibini alır. (4.206)
1- Dikkat et! Allah, zulmetmez. Beniâdem emri-ilâhînin dışına taşarsa Hz. Allah, kuluna nefsinin hoşlanmayacağı hadiseler halkeder ki kulu ikazdır, adalettir. (2.248)
2- Büyük vazifelerin kazancı çok olduğu gibi ağırlığı ve mesuliyeti de a o nispette buyüktür (4.18)
3- Hz Allah'a hususî müracaat ve istekte, mana kısmetinden bir şey eksilmiyor; ama bir tür ayrıcalığa benzer özellik istediğin için, maneviyatça özel programlanmış zuhurata tabi tutuluyorsun (5.252)
4- Cenab-ı Hakk’a hususi müracaat ve istekler, kulun samimiyetine göre kabul ediliyor; ama kul, umuma tanınan müsamahalı imtihanın dışında muameleye tabi tutuluyor: özel istek, özel imtihan. (5.252)
5- İbrahim Aleyhisselam, Hz. Allah’a: “Bir erkek evlat verilirse en kıymetli şeyi şükrane olarak keseceğini "nezretmişti. Hz. Allah, Halilini “Allah'a söz verirken vadederken beşer aczini hesaba katarak nezret” anlamında uyardı. Kurban hadisesi malum. Özel istek, özel imtihan.(5.252)
6- Bu imtihan aleminde zuhuru görülen olaylar, nefislerin arzu ettiği gibi olamazlar (6.66)
1- İnsanı tanımadan Allah tanınmaz. (3.11)
2- “İnsan, bildiğinin âlimi; bilmediğinin cahilidir.” buyruldu. (1.20)
3- İnsan “La ilahe illallah” diyorsa, müslimdir; ( hangi lisandan olursa olsun aynı mânayı ifade ediyorsa) anlamını yaşıyorsa mü’mindir; tevhit dinini kabul etmiyorsa müşriktir; emr-i ilahiyi kabul etmediğinde kafirdir; Allah’ın varlığını kabul etmiyorsa gâvurdur (bugünkü deyimle ateist), inanıyormuş gibi görünüp de kasıtlı inanmayan, münafıktır. (2.143)
4- İnsanın makamı, semadan yüksektir. (3.165) (M.İkbal)
5- Kasd, ilâhî mana olup sadece fiziki yaşantının verdiği maddeden öte gidemeyen kişinin inanç ve hayvani istekleri, insan olmaya yeterli olmadığı gibi yaşatmaya da müsait değildir. (5.296)
6- Kusur, insanın şiarıdır; o, bu vasfıyla Hâlık karşısında mahlûk olduğunu ispatlar (3.134)
1- İrfaniyet tedrisatı görmeyen, ârif olamaz. (2.124)
2-Okumaya çalış veya okuyanlarla arkadaş ol. Bu türden kişilerin, ayetleri laflarında değil hayatlarında müşahede edeceksin. (1.66)
3- Arz ve semadaki yaratılışın sırrı ve nedeni olan insandaki ayetleri okumanın gerçek okuma olduğunu, emr-i ilâhî olduğunu anlatmanın zamanı gelmedi mi? (2.258)
4- Bir şeye mahlûk gözüyle bakarsan o, mahlûk olur. Hakk gözüyle bak ki bî-şek, nur-u Yezdan (Allah) ondadır. (3.155)
1. İslâmiyet, doktrindir; her semavî din, İslâmiyettir. (1,özet2)
2. “Size din olarak İslâm’ı seçtim, dininizi tamamladım.” Tebliği umumîdir; bütün semavî dinleri kapsar. (1.özet2)
3. Biz İslâmiyet derken İslâm in Kitabını, Nebisini ve bunlardan ayrılmayan arifleri kastediyoruz. Allah, şer ile emretmez; Allah’ın elçileri şer ile emretmez; arifler, şer ile emretmez; onun için bunlara kayıtsız şartsız itaat gerekir. (3.129)
4. İslam Allah’ın kullarının dünya ve ahiret kemalâta erdirip ihya olması için rahmet ve merhamet-i ilahinin kümeleştiği güzellikler manzumesidir (3.115)
5. Savm, salât, hac, zekât, İslam’ın şartlarından olmayıp Allah u Teala'nın kullarına ikram ve insan ettiği emr-i ilâhidir. Şartın anlamı başkadır; imanın 6 şartının olduğu gibi (3.118)
6. Yeryüzünün nizami intizamı, ancak zamana uygun içtihat görmüş İslam’ın medeniyetiyle mümkün olacaktır. (13.159)
7. Cümle Peygamberimiz efendilerimizin tebliğ ettikleri tek din İslamiyet’tir. (3.159)
8. Hz. Allah, İslam’dan başka din kabul etmediğini Kur'an'da beyan ediyor. Yahudilik. Hristiyanlık diye din yoktur, İslamiyet vardır. Hz. Allah'ı kabul eden her kul, Müslümandır. (4.26)
9. Namaz, oruç hac ve zekât İslam'ın şartı olsaydı, dünyaya gelenler İslam fıtratı üzere gelmeyip emr-i ilâhî terettüp edene kadar gayri müslim olurlardı. (2.128)
1. Kerametin devamına burhan vesiledir, imansızdan zuhuru görülürse istidraçtır (2.219)
2. Allah'a inanmayan bazı kişilerde zuhuru görülen harikulâde haller, istidraçtır; bunları yapan Hz. Allah’tır, insan buna muktedir değildir. (1.89)
1- İstihare, acabasız, samimi yapılan müracaat cevapsız kalmaz inşallah. Çeşitli istihareler vardı, hepsi güzeldir. (2.239)
2- İstihare yapan kişi, şahsına cevap verilmedikçe hiç kimseden vazife alamaz; müracatının cevabı ömrünün sonuna kadar da olsa bekleyecektir. Sabırla beklemek de tertib-i ilahiye saygı ve itaat etmeyi bilmektir (2.241)
3- İstihare Allah’a müracaatın ismi olup sadece Allah’tan istemektir (2.287)
4- İstihare "beyaz gördüm, siyah gördüm "gibi olmayıp açık görene kadar müracaatını kesmeyeceksin (2.237)
5- “Senin yerine bon gördüm, bizim yanımıza gelmen, istiharenin çıkması değil mi ?" diyen bu yolun şarlatanlarına inanma. (2.237)
6- İstihare ile Allah 'a sen dilekçe yazdın, cevabı sana verecekler; murat isen hemen, mürit isen ısraren bekle. (2.237)
7- İstiharene cevap almadan sakın bir yere müntaip olma. Hem dilekçeyle mercine müracaat edip hem de cevap almadan vazife almakla gayretullaha dokunursun. (2.232)
8- Başka hadiselerle ilgili yaptığın istihare, aczini itiraftır, Allah'a en büyük müracaat usulüdür, teslimiyettir; hâşâ falcılık değildir. (2.237)
9- İstihare cüz’i iradeni kullanıp eşi benzeri olmayan Yaratanından istemektir, imanın ve samimiyetin derecesinde haber verilir. (2.239)
1- Hayatlarında ziyaret etmediğimiz vefatlarından sonra da manada nâehlin mana zafiyetinin mahsulü telkinleriyle ziyaret emrine icabet edemedik (2.149)
2- İlimleri maddeden öte geçmeyen bilgilerin telkinleri çok kişiye öyle etki yaptı ki ecdadımızın, yol büyüklerimizin ziyaretlerinden hayatlarında mahrum edildik. Vefatlarından sonra da “taşı toprağı ziyaret şirktir, küfürdür” diye Müslümanları bu rahmet-i ilahiden mahrum ettiler. (2.49)
3- Zahiri ulema evliyaullahın merkadini ziyaret eden dervişin ne hâlini ne aşkını ne de zuhur eden manâyı bilir. (4.219)
4- Bir kişiyi hayatta iken nasıl edeple ziyaret ediyorsan kabr-i şerifini de aynı edeple ziyaret edersin. Kabir ziyaretinde madde ehlinin alacağı çok hisseler olduğu gibi manâ ehlinin kazancını ve iman zevkini anlayamazsın. (3.121)
1- Ekici ol, haddini aşan hadislerce bilici olma;harabat ehline de hor bakma.(4.258)
2- Rızık için sayi gayret et,meyyit gibi başkalarının sırtına binme Hayat,öyle de geçer;ama ehl-i ilahiye ters düştüğü gibi vakasız bir hayatla insan olma vasfını kaybeder sınıfta kalırsın.(5.61)
3- Aklının ermediği ve buyurulmadık hizmetle bulunmayasın.(5.174)
4- Allah, kullarının isyasının cezasını bu dünyada verseydi dünyada beni adem kalmazdı.Rabbimizin sonsuz rahmeti ve merhameti şımartnasın,haddimizi,bilip sınırı aşmayalım.(2.248)
5- Mevlana Hazretlerinin buyurduğu gibi "ilahi emre uyan bir kul ol ve yeryüzünde yağız at gibi yürü,cenaze gibi başkalarının sırtına yük olma.(3.130)
6- Öyle gerçekler vardır ki sadece Allah elçisinin(s.a.v.)tebliğ ettiği kabul etmek mecrubiyetindesin;yetkin hudutidir;haddini bil.(2.242)
7- Sıkıntının devamına tahammül güçtür.Feraha çıkmak istiyorsan noksanlıklarla nefsinde ara;Allah'ı zülumden teznih ederiz.(2.112)
8.Tutku,insanı yıkabilir de yapabilir de;ama mutlaka harekete geçerir.(3.203)
1- Normal kıskançlık duygusu bulunmayan beni adem için Peygamber efendimiz(s.a.v.)şöyle buyurdular: "Cennet,haramdır:kokusunu da alamazlar."(6.108)
1- Yaratına edepli,saygılı ve samimi devam ettiğin müddetçe gönül ilmi,peygamber efendilrimize bahsedilen ilim,devam edecektir;telaşa kapılma,gerçek şahitliğini zayıflatma.(3.189)
2- Allahı'ın emri hilafına yaşayanlarda küli rahmet olan kıymetli sıfatlar bulurmaz.(2.39)
3- "Allah, az verip gazdirmenin; çok verip azdırmasın."derler ya,bu tazarru ve niyaz,kulun aczini itiraftır.(2.157)
4- Beniadem,Hz Allah'ın emirlerini yerine getirmezse Hz Allah'ın bahşettiği temizlik,üzerinden kaldırılır.(6.9)
5- Allah'ın indinde yerini bilesin ki edebi alemde senin için hazırlanan makamını boş bırakmayasın.(6.118)
6- Tazarru ve niyazda Hz. Allah'ın iltifatına mazhur olarak kulluk sıfatında aranan "mahviyet" yoksa kapı açılmaz.(5.323)
1- Milletler,manevi büyüklerinin kalplerini incitmedikçe Allah,hiçbir zaman o milleti rezil,rüsvay etmez.(2.44) (M.İkbal)
2- Avamın kaldırmaya gücü yetmeycek yükü taşıyan istisnai yaratılmış şahsiyetler vardır.(4.18)
3- Başkalarına fizik olan olay, kullara metafizik olur.(4.293)
4. Avamda müsamahayla karşılanan tutum, has kullarında küfür niteliği taşır.(4.293)
1-Kur'an okumayı bilmeyen,yeteniği müsait olmayan "Allah kelamıdır." diye manevi hazla açıp bakmak,öpmek,alnına götürmek,yükseğe asmak,manası ve maddesiyle anlayarak yaşamamızdır.(2.107)
2- Kur'an-ı Kerim,dünyada ve ahiret terakkiyatımız için elzemdir.(2.107)
3- Tabiattaki kanunlar,ayettir;tabiatta Kur'an-ı ayırmak,mümkün değildir.(3.219)
1- İnsan hakları ve laiklik,İslam'ın özünde vardır.(2.133)
2- Yaşadığı asrın ilmine,lüzümlu tekniğine gerekli medeniyetine uyumlu olan inançlarına ibadet ve taatlarına karışmamak da laiklik değil mi?(6.118)
3- Her kul,mezhep ve meşrebini karakterine,mizacına ve mancina göre seçmekte yetkili kılınmıştır.(2.46)
4- Bilgiden yoksun kalmış inançlı toplumlara lüzümlu eğitimi vermek ve inançlarına saygılı olmak da laiklik değil mi?(6.119)
5- Laiklik dinsizlik değil,devlet yöetimini dini kurallara bağımlı kılmamak olduğu gibi,(6.118)
6- Laikliği inançsızlığa kalkan yaparak kimseye zararı dokunmayan imanlı kimselerin naehli rahatsız inançlarını suç işlemiş teşhir edilerek harlanmalarını da tasrip etmiyorum.(6.119)
1-Manevi vazife hayatta bulunan evliyanın tabliğiyle olur.Kişinin kendi görgüsüyle değil, Allah'ın lütfuyla olur.(1.51)
1- Mecnun olarak mana yolunda duraklanır,ileri gidilmez,denilmez.(4.119)
2- Mecnunda velayet olmaz;sahtekar,yalancı ve kurnazdan da mürşit olmaz.(1.24)
3- Bazı mecnunlar,bazılarının yaşantılarının gerçeği yaşamaya çalışan çok kişiye ürperti verir.O kullar, ilahi nizam üzere değillerdir;ama samimiyetleri ölçüsünde manevi muhafaza altındadırlar.(4.296)
4- Bazı mecnunlarından hayatları,yalnız kendilerine mahsus istisnaidir.Bunların yaşantılarından örnek alınmadığı gibi madde velisinden de velisinde de vazgeçmez "hitabanın anlamı budur.Bu gerçeği bilen akıl selim insan,haddini bilir,onları incitmemeye çalışır.(4.296)
1- Medeniyet ve Teknoloji,bütün insanlığın malıdır.(1.25)
2- Hiçbir hadise, iman ehlini beşeri ilerlemeden alıkoymaz.Her gelişme Allah'ın yarattıklarında çağa uygun,hak ettiği düzeni ortaya koyar.(3.128)
3- İmanları zayıf da olsa toplumların medeniyetle,teknolojide ilerlemiş olmalarını hayranım.(6.115)
4- Mü'min bir millet varken ilim ahlak medeniyet,kuvvet ve kudret bakımıdan ondan üstün bir millet olmaması gerekir.(3.27)
1- Bir şoförde meleke oluşmadıysa "her an kaza yapabilirim" heyecanı onu rahatsız eder arabayı kullandıkça zamanla ve yeteniği nispetinde meleke hasıl olur.(3.109)
2- Dünyayı terk etmeden son anlamlarında şuuratı edindiğin bilgilere muhtaç olduğunu unutma!(3.109)
1- Merhamet , Hakk'a vuslat için en büyük vesiledir(6.77)
2- Merhamet , iman ağacının en mühim meyvesidir. (6.77)
1- Metafizik , rahmet-i ilahidir ; bunun zuhurunu peygamber efendilerimizde gördünse "mucize" , evliyaullahtan zuhuru , "keramet"tir ; devamı , burhandır (4.25)
2- Metafizik , peygamber efebdilerimizde zuhur ettiyse , ilmi ledünnidir.(4.7)
3- Metafiziği Allah'ın bütün kullarında az da olsa görmek mümkün olup rahmetine vesile kıldığı nice istisnai yarattığı kulları vardır ki , onların hayatında metafizik yaşatı , daha hakim kılınmıştır. (4.6)
5- Metafiziği , rabbimizin safiyetle inanan kullarına rahmet iltiması gibi düşünülebilirsin(4.25)
6-Metafizik zuhuratla karşılaştırıldığında sakın ha "bu zat , bu işi yapabilir mi ?" diye düşünme "Allah yapabilir mi?" diye düşün (4.25)
7-Rahmet-i ilahiyi metafizik yönünde daha bariz buldum (4.57)
8-Uyanık veya yarı uyanıkken pek çok insanın metafizik alemle münasebete geçerek o aleme ait manzaralı müşahedesine mutasavvifin "yakaza" diye ifade eder . (4.69)
9-Metafizik , sadece beni adem için değil , felekiyat , cemaat , hayvanat , canlı cansız her yaratılmış içindir. (4.297)
10- Her fiziği tecelliyat beşerin ölçüsü dışında metafizikle dolu doludur. keçi boynuzunu biliyoruz da içindeki az balın varlığı , ilgim,z dışında arının yapımına sebep olduğu balı yeriz de metafizik yönünü hala çözemedik.(4.297)
11-Hz Allah , hiçbir metafizik zuhuratın izahına beşerin akıl ve mantığını muktedir kılmamış (4.298)
12-Hayvanlarda da metafizik tecellilerin az da olsa belirtileri görülür : Köpeklerin felaketi önceden haber vermeleri , deniz kaplumbağası yavrularının yumurtadan çıkar çıkmaz denize yönelmeleri eşek arısının öldürmeyip iğnesiyle uyuşturduğu salyangozun yanına yumurtalarını bırakması... (4.303)
13- Fiziki zuhurat , araç ; metafizik zuhurat , amaçtır. (5.41)
14- Metafizik yoksunu , erbab-ı ilim geçinen zümrelerin bu alemde çok cesur olduklarnı görürsün (5.189)
15- Kişinin emr-i ilahiyi yaşamasına sadece fiziki iman yeterli olmayıp emr-i ilahiye uyanıp mana ve metafizik ilmi , elzemdir. (4.297)
1-İstisnai yaratılmış , ezel-i ervahta tereddütsüz "belli" diyen ruhlar, "murat"tır. Bu bahtiyarlar , dünyada da istisnai yaratılmış olup Hz. Allah (cc) böyle kullarının dünyasını adaleti icabı kafir olarak sona erdirmez , derecelerini yüce kılar (2.121)
2-Murat olan ruh , ruhlar aleminde "Ben sizin Rabbiniz değil miyim ?" hitabında tereddütsüz olarak "beli" yani evet diyen ruhlar dereceleri daha yücelsin diye kazanç yeri olan dünyaya istisnasız bütün ruhlar , cesetlenerek gönderildi (2.204)
3-Murat olan kul için rahmet yolu daha açıktır. (2.205)
4-Gazab-ı ilahiyi celbeden yollar murat için de açık ise de , avam gibi nefsani arzularının esiri değildir ; ufak bir kıvılam , murat olanı uyarmaya yeterli olur. (2.205)
1- Verdiği sözü ve ahdi ömrünün sonuna kadar haz duyarak samimiyetle götürebilenler sebatlarından dolayı inançları taklidi de olsa rahmet-i ilahiden mahrum olmayacaklardır . Tasavvufta bu gibi kimselere "mürit" denir (2.121)
1-Mürit , niyazdadır; murat, nazdadır. (2.121)
1- Mü'minin 3 kalesi vardır : Mesat , zikrullah ve Kur'an okumak , mümin , bu ücünden birini yaptığı müddete şeytandan korunur , kalede mahfuz kalır. (2.67)
2- La İlahe İllallah
1- Evliya makamı , velayetten de nasibini almış , Allah'ın irşada vazifelendirdiği kişidir , bahşedilir (1.82)
2- Peygamber efendimizle ünsiyeti olmayan evliya düşünülemez irşat yapamaz (1.68)
3-Veraset taşıyan bir evliyayı rehber edinmeden rahmet-i ilahiye nail olmak , muhaldir. (1.39)
4-Dervişin bir şeyhi vardır ; tertib-i ilahide böyledir ; ama kısmetinde var da işada vazifeli kılınmaşsa gene Hz.Allah'ın tertibiyle bazı şeyh efendilerin bahşedilen meziyetlerinden de istifade etmesinde bir sakınmaca yoktur.
5-Dervişin esas olan bir şeyhidir , irşat vazifesi verildikten sonra verilen bütün vazifeler , teberrüktür ; esası bozmaz. (2.200)
6- Hz Allah (cc) hadis-i kutside "Evliyama eza edene harp ilan ederin"buyutuyor , oku ve tefekkür et. (2.101)
7- Rehbersiz yolunun menzile varması , muhaldir (1.47)
8- Sendeki hazinenin yerini göstermeye vazifeli zevattan uzak durma ; insan , bu türlü terbiyeye muhtaçtır . (1.62)
9-Kendi kulaçlarınla aşk deryasını geçemezsin. (1.85)
10-Allah , şeytanın vazifesine kıyamete kadar müsade etmişken , mürşidin vazifesi biter mi ? (1.84)
11- üstatsız sanat , haramdır (2.70)
12-u zamanda mürşit yoktur , demek küfürdür. (2.77)
13-mürşidi gördüğün zaman Allah'ı hatırlarsın (2.172)
14-ürşit , vazifesi itibariyle peygamber değildir ; veraset mesuliyeti taşır. (2.189)
15- Rahmet-i ilahilerinin tecellisini Allah'ı unutarak mürşidin şahsına maletmek,hakikat dışıdır.(2.218)
16- Mürşit,Peygamber Efendimiz'e(s.a.v.)lütfedilen şeriatı yaşamayı vazifesi gereği müntesiplerine lafzen ve halen göstermeye çaba sarfeden insandır.(2.249)
17- İnsan,bu dünyada b,r mürşidin uyandırışıyla kendi cevherinin farkına varırsa işinde duyduğu derin özleyişin kime ve nereye ait olduğunu anlar.(3.174)
18- Rahmet-i ilahiden haberli kılındın;amaa haberciyi kabul edemedin.Niye?İyi dinlemediğin için.Gafil!(3.192)
19- Sufi,hakikat ilmiyle amel eden bir fakihten başka bir şey değildir.Allah, onu ilmiyle şeriatın inceliklerinin esrarına mutlali klımştır.(3.134)
20- Gerçek mürşidi buldunsa onun dini telkin ve taliminden mahrum olma;zira manevi vazifesi anında,alıcısı bulunduğunda onun sözleri,manayı Kur'an'dır,Tevrat'dır,Zebur'dur,İncil'dir,Suhuflardır.(3.122)
21- Peygamber efendilerimizin varislerini de tanı ve bul.Bulamadınsa samimiyetle Hz.Allah'tan iste Mürşidini istemekte benim gibi yüzsüz ol kiaradığını bulasın.(3.255)
22- Delilsiz bir yere gidilmez,rahmet hazinesi olan cennete dahi delilsiz giremezsin bulasın.(3.255)
23- Kul,kendi iradesiyle delilsiz hiçbir yere gidemez.Hz.Allah rahmetine vesile olarak delili gerekli kılmıştır;aczini bil,bu gerçeği iyi anla(4.297)
24- Eczane, şifa ilaçlarıyla dolu doludur;ama cinsini ve adedinin tarifi olan reçetiyi doktor yazar.(5.321)
25- Rahmet kapısını delilsiz vurdurmazlar.(5.322)
1- Nakli akla dönüştürenler, rahmet-i ilahinin az da olsa zevkine eremeyenler edindiği bilgi gördüğü tedrisata göre insanları cehenneme götürmez de nereye götürür? (1.62)
2-Naehlin pazarında hikmet bulamazsın naehlin sözlerine kulaklarını tıka. (2.163)
3-Naehille cedelleşme, o kardeşlerin için de dua et ; yeryüzünde imanın şulesi budur. (2.193)
4-Naehil , utanması icap eden çirkin halleri şerefli bir meziyetmiş gibi ilan etmekten gurur duyar. (2.193)
5-Naehil, Allah'ın metafizik hadislerinin zuhuruna vesile kıldığı şahsiyetlere niçin devenin nalbant dükkanına baktığı gibi bakar? Söyleyeyim : irfaniyet , arifiyet noksanlığı bencillik ve enaniyetin mahsulü kıskançlık kompleksi. (4.46)
1-Düşman evin içinde olan kimse, dış tedbirleri almış, ne çıkar? Vücudunda nefis gibi bir düşman varken kişi, dışardan daha hangi haydutları bekliyor? (1.57)
2-Nefis, Allah'a inananların derecelerin yücelmesine vesile, imansızların da küfrünün artmasına sebeptir. (1.57)
3-Nefsin ürettigi put, aşıkardır; aklın ürettiği put, kabiliyeti nispetinde ovamdan gizlenmeye çalışır ama ehlinden gizlenemez (2.43)
4-Nefis Allah tan kaçar, onu yol ehline bağlayınız; ehline bağlanmadıysa bu mevzuda zayıf olan imanı daha da zayıflar "imanmakta yanılmışım" der. İmansızlar toplumuna dahil olur (3.177)
5-Nefis, nakle ihtiyaç duymayıp akılla birleştiği zaman varacağı menzil, putperestliktir (4.24)
6-Nefis, daima hayvani hazlar ve isteklerle dolmuş gerçeklere yer kalmamış gibidir.(5-16)
7-Nefis çirkefe düştüğü zaman iyi anlar je ne tuhaftır ki hayat bazı kabul etmediği maneviyattan yardım diler. (5.16)
1- Yaratılışın sırrı Nuru Muhammedi olup , Peygamber efendimizde varislerinde , evliyaullahta , velilerde , müminlerde zuhur eden rahmet-i ilahinin ismidir. (1.özet 4)
2- Nuru Muhammedi kıyamete kadar her imanlı Kişide imanları nispetinde
mutlaka zuhur eder. (5.63)
3-Nuru Muhammedi rahmet-i ilahinin iismidir. (1 özet 4)
4- Dunya, hz. Kuran'a Peygamberimizin (sav) getirdiği şeriyatı gazaya hayran olacak; pek
ilerisini bilmese de haddini bilecek, en azından Küfretmeyecek (2.52)
1-Daha fazlasını bilenlerden öğrenmeyi öğrenebilseydik asra yabancı, muasır millet yaşantısına Yabancı, emri ilahiye yabancı olur muyduk? (6.96)
2-Manasını niçin yaratıldığını düenemeyen beniadem, daima ziyandadır (2.259)
1- Gece yarısı ehli tasavvufa göre güneşin batısıyla doğuşunun ortasıdır. (2.73)
2-La ilahe illallah" diyen kişi beşer ölçüsüne göre Müslümandır. Anlamı yaşıyorsa ölçu Allah'a mahsus olup o kadar ileri gitmemelidir. (1 özet 2)
3- Cennetlik cehennemlik ölçüsü Allah'a mahsus olup beşer ölçüsü bu kadar ileri gitmemelidir. (2.130)
1- Ölüm ceset hapishanesinin yıkılıp ruhun feraha çıkmasıdır. (4.222)
2- Ölüm ademlikken terakki ederek insan bahtiyarlar için ferahlıktır, kurtuluştur. (4.222)
3-ölüm kişinin dünya yaşantısında bilerek yaptığı yanlışlıkları hesabının sorulacağı ilk basamaktır (4.222)
4 Ölüm anında hz. Allahla muti, takva, vera sahibi kişiler eza çekiyormus gibi görünse de ruhları tereyağından kıl çeker gibi cesetten ayrılır. (4.224)
5- insanların dünyadan ayrılışlarındaki hal ve zuhurat, o kişinin mana ve Allah'a yakınlık uzaklık kimliği değildir imanın zalim ferah ölümle ölmüş gibi olsa da ölüş manasının işkence misali zuhurati mukadderdir (4.230)
1-Dikkat et Allah'ın elçi olarak ayrı ve üstün görüp de "şu benim" , "şu senin" anlamında taksime karışma. (2.247)
2- Peygamber Efendimize sakın ha derece vermeye kalkışmayalım ve ilahlaştırmayalım. (2.49)
3- Sonra gelen Allah'ın elçileri evvelki geleni tasdik , sonra geleni müjdeleyici olarak gönderirler; cümlesini dini, İslam ; Tevhid dinidir. (2.16)
4- Bilcümle peygamber efendilerimiz, dini İslam üzere geldiler ve ayrı ayrı din getirmediler. (2.17)
5- İsa Aleyhisselam gelecek diyenlere iltifat etmeyin tertib-i ilahiye göre değil nefislerin uydurmasıdır. Kanun-i ilahi'ye ters düşer. (2.49)
6- sakın ha "İsa Aleyhisselam'ın peygamberliği feshedilerek Peygamber Efendimize Ümmet olarak dünyaya gönderilecek " gafletine düşmeyesin. Bu metafizik olayı maddeyi dönüştürmenin ve efendimizi son peygamber göstermenin gülünç çabasıdır. (4.56)
7- peygamberler tarihini Bilmek yetmez Allah'ın elçisi olarak biz kullarına getirdiği Emri ilahi ne kadar kabul edip yaşantında ne kadar gösterebildin se o kadar tanıdın demektir. Başka yönden tanımayı Ebu Cehiller Ebu lehebler yakinen tanıyorlardı. (4.31)
1- Rabıta, dervişin müracaat kastıyla şeriatına tabi olduğu peygamber efendisinin suretini tahayyül ederek, edemiyorsa mürşidini bir an düşünmesidir. (2.27)
2- Derviş, ne main rabita ettiyse rahmeti ilähînin bu yönde hemen zuhurunu zevkle görür ve mutmain Olmaması ehli aşk için düşünülemez
(2.87)
3-Samimiyetle yapılan rabıta, reddolunmaz, yeter ki mürşidi sahte olmasın.
4-Dünyasını değiştiren mürşitlere rabita edilmez. (2.27)
5- Mürşidin bir ölçüm de rabıtadır. ibadet taat anında şeytan engellemek ister. Iste o an kastın Allah'a iltica olmak rabila yaptığında engelin bir anda imha olduğunu göreceksin. (2.88)
6- Nefsin ve nahos hadiselerin zuhurunda da manen müdahale istiyorsan hemen Rabbinin Lutfa insanı olarak rabıtayı unutma. (2.22)
7-. Devamlı rabıta, tavaye edilmemiştir (2.88)
1-Rahmet kapısından başka edeple, esma i ilahiyle açılması için başka vurulacak kapı tanımıyoruz (5.323)
2- Peygamber Efendimize Verilen her bir rahmet-i ilahi evliyaullah'a da lütfedilir fakat aynı olmayıp fer-i dir.
3- Ezel-i ervahta tereddütsüz, şüphesiz "Beli " dediyse, zikirsiz şükürsüz evratsız , ezkarsız, namazsız niyazsız hacsız, zekatsız berayla Kabre götürmezler; rahmet i ilahiye ters düşer (2.239)
4- Melek de olsa ilahi yardıma uğramayınca defteri siyah çıkar. (1.57)
5- Rahmet i ilahi, daima yukarıdan aşağıya gelir; kalbe hulûl eder ve kalpten beyne geçer. (1.45)
6 Allah'ın yarattığı, her şeye karşı sevgi ve merhameti nefsinde hissedebiliyor musun? Bunu hissetmek ve yaşayabilmek, rahmettir (2.13)
7. Bazı kısas, kıyamete kalmaz "denir Mutlak adalet sahibi olan Hz. Allah, bazı suçların cezasını hesap gününe bırakmayıp merhametinden muhakkak olan dünyada geçiştirir. (3.120)
1- Reenkarnasyon islamla bağdaşmaz ve hz. Ömer hilafetinde hutbesine göre küfürdür.
2- Reenkarnasyon Kuvvet-i ve kudret-i ilahiyi yeteri kadar bilmeyenlerin uydurmalarıdır. (2.91)
1- Rızka iman imanın zirvesidir. Rızık Allah'ın yedinde olup insanın saycı gayretinde zuhuru görülür. (2.155)
2-Allah, hiçbir mahluku rızıksız yaratmamıştır rızkını elde etmeni kulun sayri gayretine bağlamıştır. Bu tertibe riayet etmeyen tembel de rızkını alır vakarsızca , haysiyetsizce yüz suyu dökerek alır. (2.165)
3- Allah bir kapıyı kapatırsa çok kapılar açar; rızık kapısı açmak, Allah’a mahsustur. (2.157)
4- Rızık vesileyle gelir, vesileyle tevessül emir ve tertib-i ilahidir. Tevessül edeceğin sebep ,emr-i ilahiye uygun olmalıdır. (2.157)
5- Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu “Rızık da ecel gibidir; nerde olursan ol ,seni bulur” (2.157)
6- Zamanla ailede nüfus azalınca bereketin noksanlaştığını zannedersin. Bu bereket noksanlığı değil,karı-koca ikiniz kaldınızsa,ikinizin rızkıdır.(2.157)
1-Geniş tasarrufat verilen “gayp ricali” dünya hayatında hazırlanır kalp ve beyinde olan kötü düşünceler ,manevi ameliyatla çıkarılır , Peygamber efendimizin de bu türlü daha açık ameliyatlar geçirmişlerdir. (2.157)
2- Hızır Aleyhisselam’a verilen ilm-i ledün, Hz. Allah’ın yedi kudretindedir .Kevn-i hakikatın dışında fizik üstü olaydır; ledünni hal,hikmetti. (3.122)
1- Rüya ehline hikmettir;rahmettir. Avam,rüya ile amel edemez.(2.271)
2- İstiharede rüyadır.(2.271)
3- Rüya tabiri kitabı yazılmaz;yazılanlar, gerçek dışıdır. (2.271)
4- Rüyayı anlatacak ehil bulamadınsa , taşıyamıyorsan akar suya anlat. (2.271)
5- Turuk-i aliyede adaptır, hakikattır: Dervişin rüyasını mürşidinden gayrıya anlatması edebe uygun değildir;mürşidi ,gayrıya anlatmasında mahzur görmediyse anlatır,izin vermediyse mahrem olarak kalır, emanetullahtır. (2.271)
6- İstisnai kişilerin rüyaları, umumiyetle metafiziktir. (4.60)
7- Rüya tabiri ,irticali olur. Mürşide;evham ile ikhamı ayırt edecek ölçü verilmiştir.Mürşit, rüyanı tabir etmediyse “illa tabir et “ ısrarı , edebe uymaz.(2.271)
8- Rüya tabirini Hz. Allah ,ehil kıldığı kullarona vermiştir, verasetle ilgilidir, irticalendir, inkarı küfürdür.(4.61)
1- Hal ehlinin fitne çıkar korkusuyla sabırla beklemesi, tertip ve tanzim-i ilahiye karşı haddini bilmesi, iman kemalatıdır.(2.62)
2-Sabır , imanın meyvesidir; sabırsız insan, ibatet taat yapamaz.(1.58)
3- Sabırlı kulların duaları , müstecaptır;reddedilmez(1.58)
4- Sabırsız nefis ,Allah’tan kaçar;siz onu bir yere bağlayınız. Bu türlü bağlanmak da ayrıca rahmettir ve gerçek özgürlük budur.(1.58)
5-Sabır,imanın ürünüdür;nefsin zararlı isteklerine karşı yegane silah,sabırdır.(6.188)
1-Virdini bırakıp Allah’ın isim ve sıfatlarını zikretmeyi nefesinde ve her toplumda Allah’ı yad etmeyi terl edenler,rahmet-ii ilahiden mahrum olanlar. Peki, ayrıca onları Rahman’ın azabından kim kurtaracak?(2.120)
2- Allah'a söz verip de durmayan, vaat edip de vadini umursamayan Allah’a yeteri kadar manamayanın her icraatıda iman zafiyetini görmek, mümkündür. (2.120)
3. Manamda buyruldu ki: "Hani sadıktın, Allah için tabi almuştun, meyyitin yıkkayıcıya teslim olduğu gibi olacaktın? Biz vadinde sebat etmeyenleri mürşidine Karşı samimiyetsiz, tavır takınanları, Allah'a verdigi sözden kaytaranları, denizden sahile atılmış balık benzeri debelendiririz" (2.298)
4- Hz. Allah'a usulüyle teslim olmuş insanların her düzenini Hz. Allah, düzenler , tanzim eder.(2.462)
1- İnsan Allah kçın samimiyette ne yapıyorsa ibadettir ,rahmettir. (1.32)
2-Samimiyetle istemeyi bilirsen reddedilmez, yol ehli olursun (3.109)
3- Tasavvuf ve tarikate inanmayan; fakat cenazesini Bayramı tarikatının mürşidi olan Hacı Bayram-ı Veli Hare Hermin Hazretlerinin huzurunda kılınmasının rahmete vesile olacağının ümidiyle ki doğrudur.Allah’ın evliyasını sadece cenazesi olduğunda hatırlayan zevatı görmek hala mümkündür.(2.231)
1- Bir sanatkar çok kişi onu seyrederken sanatını aynı titizlikle ,şaşırmadan devam ettirebiliyorsa gerçek sanatkardır ve ustadır.(3.109)
2- Göz ,görür ;ama sanatı icra edemez;sanat,hizmet,emek ve meleke işidir. Harikası , dad-ı Hakk’tır Allah vergisidir.(3.173)
1- Hz. Allah (cc) bana yeter demek , sebeplerine tevessül etmektir.(1.52)
2- Sebeplere dikkat et , onları Allah’a eş , ortak gibi görme; vesile olarak gör
3- Sebeplere haddi aşmadan hürmet gösterip hizmet etmek, edeptir; tertib-i ilahidir. (1.52)
4- Rahmet-i ilahi olan sebeplere tevessül etmeden maddeyi de manayı da elde etme zehabına kapılmak, safdillik olur. Bu saflık, tertemiz safiyet değil , kusura bakma, salaklıktır.(2.37)
5- Allah, her şeyin cevher ve arazını yaratmış, gerisine kabiliyetleri nispetinde kullarını yükümlü kılmıştır. Mesela suyu ve toprağı yaratmış ,kerpiç yapıp kullanmayı kulun iradesine bırakmıştır.(4.23)
6- Deva, Allah’ın yedi kudretindedir; fakat sebebine tevessül etmeden hiçbir şeye narl olmasın.(4.149)
7- Hz. Allah , kişinin maddi ihtiyaçlarını sebeplere bağladığı gibi mana ihtiyaç ve terakkiyetını , mana rızkını da sebeplerde tecelli ettirir.(4.219)
8- Hz. Allah” Ya Musa! Yerde gördüğün şu otlar,gözüne devadır.” buyurdu. Hz. Musa otları kullandı ama ; faydası olmayınca Rabbinden hikmetini sordu; şöyle denildi “ Ya Musa ! Sana , al ilaç yap demedim ki ! Ehline diyeceksin, şu otu al , gözüme ilaç yap diye.”(4.150)
9- Karnın aç ise ekmeği, susadınsa suyu bul, Hz. Allah’tan isteyeceğim diye ukalalık etme, sebebine tevessül et!(4.219)
1- Servet, mihenk taşı gibidir; kişinin fakirliktegizleöeye çalıştığı nahoş karakterini zenginlikte ister istemez açığa çıkarır.(2.14)
2- Servet ,enaniyeti günah ve ayıpları hafif gösterir.(2.14)
3- Meşru servetin çokluğu, kulluk veabesini ifa etmek, ibadet ve taatle yardımı ve ferahlatıcıdır.(2.14)
4- Emr-i ilahi üzere elde edilen dünya serveti ,ehl-i aşka ehli imana daha lüzumludur, fakat ehl-i imanın imanını, ehl-i aşkın aşkını gerek dünyada gerekse edebi hayatta rahatsız edecek yönde alınmış olmamalı.(5.61)
5- Malım, servetin efdali Allah’ı Zikreden lisan; şükür eden bir kalp kişinin imanına yardım eden hayat nizamına mümin bir kadına malik olmaktır.(1.56)-(3.202)
1- Aşk yolunda sevmen gerekli olanları sevmeden ilahi aşk makamından sevgi mi bekliyorsun?(4.157)
2- Kur’an baştan aşağı sevgiyi anlatır; insan, seviyorsa insandır .(3.11)
3- Kamil insan sevmek, Nur-u Muhammedi’yi (s.a.v) sevmek ,Allah’ın rahmet sıfatlarının tecelli ettiği merciyi sevmek ,gerçek anlamda Allah’ı sevmektir.(3.15)
4- İyi bilesin, Allah’ın sevgisine nail olanı ,alem sever.(3.40)
5- Mümin olmanın başlıca şartı ise Hz. Allah’ın yarattığı cümle kulları sevmektir; bu sırrı iyi anla !”Yaratılanı hoş gör ,Yaratandan ötürü.”(4.128)
1- Sana dünya ve ahirette fayda veren şeyin üstüne düş, Allah’tan da yardım iste, acizlik ve gevşeklik gösterme.(3.154)
2- Verilen sermayeyi boşa sarfetme; bir daha vermezler, müflis olursun.(2.125)
3- Nahl 43.’te “Bilmediklerinizi ehl-i zikre sorun.” İbresini bazı ulemanın “ Ehli kitaba sorunuz” diye tefsir etmesi, marifetullah noksanlığındandır. Ehl-i kitabında evliyasından da sorabilirsin; ama önce mensup olduğundan şeriatın evliyasını bul.(2.100)
4- Üzerine düşmedik, gücünün dışında olan hadiselerle, hudutlu sermayeni mirasyedi gibi har vurup harman savurma! O sermaye, şahsına tahsis edilen rzkımı bulsun, Yaratanını bilsin manasını taşıyor, gafil olma!(3.31)
1- Hakk’ın yardımına Hakk’ın has kulları olan kamil insanların şefaatine meleklerin bile ihtiyacı vardır.
1- Şer yönü aşikar kişilerin hicap diye bir sıkıntıları yoktur.(2.192)
1- Şer’i hükümler , insanların kemalatına göre tanzim edilmiştir.(1 özet 3)
2- Şeriatsız tarikat, tarikatsız marifet, marifetsiz hakikat olamaz, buyruldu.(2.37)
3- Hakikatın zahire yansıması olan şeriatın adabına riayet etmeyeni cenab-ı Hakk, katiyyen esrarına mahrem etmez.(3.129)
4- Son gelen şeriat, bir evvelki şeriatın zamana göre yaşama kolaylığını ihtira eder, tanzim-i ilahidir, rahmettir.(4.36)
5- Şeriatlar “ ademin yaşayacağı zamana göre Allah tarafından tanzim edilmiş, elçileri vasıtasıyla merhamet-i ilahiden kullarına gönderilmiş yaşam tarzının düsturlarıdır.(3.160)
1- Beni ademi kııskandığından onu hakikat dışına çıkarmak için şeytana vazifesi sevdirilmiştir.(2.50)
2- Şeytan, başlıbaşına bir güç değildir; yaratılışının sebebi, hikmeti vardır.(3.169)
1- Avamın şirki, hassül has ve has kullarının şirki, ayrı ayrıdır.(4.44)
2- Beşerin acziyle uyumlu olmayan”Yarattıık” kelamının Allah affetsin hesabı sorulursa, aleni şirktir.(3.26)
1- Şüphe, mahrumiyettir.(2.239)
1- Tedbiri terk etme, takdir, Hüda’nındır.(4.224)
2- Muayyen bir amelin iyi veya kötü oluşunun takdiri, Cenab-ı Hakk’a aittir.(3.166)
3- Cümle beşer, sebebine tevessül ettikten sonra gene takdir-i ilahi kadar yardım alır.(3.223)
1- Tarihi olaylar, tarih bilgimizi arttırmak için değil, geçmişteki olaylardan ibret almak içindir.(3.168)
1- Tarikat, tasavvufun; mezhepler, fıkhın kollarıdır.(2.75)
2- Bayezid-i Bistami’ye sordular: “ Tarikatla ilerlemek için ne lazım?” şöyle dedi:
a) Anasından evliya olarak doğması lazım, olmazsa ;
b) Arif olması lazım, olmazsa ;
c) Gören göz, işiten kulak, mücahede zevkini almış diri bir vücut lazım, olmazsa ;
d) Ölmesi lazım. (3.142)
3- Tarikatlar, iki sınıfta ifade edilir: Alevi, Bekri. Sadece Nakşibendi tariki, Bekri, diğerleri Alevidir.
4- Allah’a giden yol, yaratıkları mahlükatın nefes, adedinden de çoktur. Yoluna efdalinin ölçüsü, Kitap ve sünnettir.(4.64)
5- Daha feci akıbetler doğmadam lütfen yasalaştırın ki sahtekarları, çıkaraları hayat sahnesinden başka türlü uzaklaştırmak imkansız.(3.12)
6- Güçlü ve aklı eren idarecilerimizden rızam odur ki tasavvufun kolları olan tarikatları ilginiz ve denetiminiz altında tutun; yasalaştırmadan buna muvaffak olamazsınız.(3.112)
1-Hazreti Allah'ın hiçbir zaman verdiği rahmeti geri aldığı görülmemiştir. Peygamber efendimiz, irtihallerinden sonra gene paygamberdirler; ceseden ayrı gibi görünseler de ruhen tasarrufatları bakidir.(2.220)
2- Evliyaullahın da tasarrufatları vardır; Mümine, şühedaya da tertib-i ilahiye göre tanzim edilmiştir.(2.220)
3- Dünyada iken cesedin ve ruhun da icraatı vardı; ama ruh, vucüt kınında olduğundan tasarrufatları, rahmet-i ilahi olarak avamın müşahedesinden gizliydi.(3.120)
4- Taş ve toprak rahmete vesile olduğu gibi orada yatan belirli kişiler de rahmete vesile kılınmıştır. Bu rahmeti inkar eden kişiye Hz.Allah(cc), kafir diyor.(5.24)
5- Velinin ruhunun allah yedinde bu dünyada tasarrufatı olduğu gibi öbür alemde tasarrufatı daha açıktır.(4.28)
6- Velinin ruhu, Hüda’nın kılıcıdır; vücut, o kılıcın kılıfı idi; ten kıllarının kını idi. Vefatıyla kılıç, kından çıktı. Kınından çıkmış Kılıç, görmez misin, rahmet yönünde daha tesirli olmuyor mu ?(4.28)
7- Peygamber efendilerimi hayatlarında kaç kişi fark etti? Şimdi bak, insanlar, ziyaret edeceğiz diye ne eziyetlere, meşakkatlere katlanıyorlar? Sebep, Allah’ın kılıcı, kınından çıktı.(4.28)
8- Evliyaullahın türbelerine bak! Hayatta iken kaç kii ziyaret ediyordu? Şimdi seyreyle. Allah’ın rahmetine vesile kıldığı kılıç, kınından çıkmış, nasiplisini bekliyor.(4.28)
9- Enbiya mucizesi, evliyaullahın kerameti, iyi bilesin ki Hakk’ın bu alemde bizatihi tasarrufatıdır.(6.78)
1- Tasavvuf tariki, nefsi ayıklayıp temizlemek ve ruhu pâk ederek lâhût âlemine yükselmek yoludur (2.25)
2- Müşterisi az da olsa tasavvuf, dinin aslı ve özüdür; ihlas, takva ve verâdır. (2.64)
3- Tasavvufsuz din, yaşanmaz; tasavvuf, İslâm'ın dışında değil, bizâtihi kendisidir ve insanın fıtratı, bu ilme müsaittir. (1.20)
4- İslami tasavvuf, bir lokma, bir hırka değil, servet ve teknoloji düşmanlığı değildir. (1.74)
5- Namazda icra edilen filler, fıkha aittir; fakat züht, takva gibi batıni şeyler tasavvufa dahildir. (3 145)
6- Cevizin yeşil kabuğunu yemekle tat bulunmaz; cevizin ceviz tadı, Kışrından sonra kıynağındadır. (3.154 ve 129).
7- Tasavvuf, iman ile salih amel arasını cem etmektir; ameli salihi tamamlayıp zirveyi kemale çıkmaktır. (3.196)
8- Tasavvufsuz, tarikatsız, şeriatsız, marifetsiz din yaşanmaz. Bu gerçekler inkâr edildiği zaman din, akla dönüşür; akıl, ilâhlaşır (3.113)
9- Herhangi bir semavî din gösterebilir misin tasavvufsuz, tarikatsız, şeriatsızdır? Bu tür rahmet tecellileri batıl dinde dahi görülür (4.23)
10- Tasavvufun askerî a usul ve adâba benzer yönleri vardır: Şikâyetin varsa önce onbaşıya bildirirsin. Disiplinsiz ne asker olunur ne derviş. (4.219)
11- Tasavvufsuz dinî yaşantının imana yapılan en büyük zulüm olduğunu bilmenin zamanı gelmedi mi? (3.114)
12- Dini tedrisat gören okullarımızda Hint ve Yunan felsefeleri hâlâ tasavvuf diye okutuluyor. (1.74)
13- Dünya, hurafe de olsa mistik yaşantı hayranı iken bizler hâlâ şeriat-ı Muhammedî’den (s.a.v) ayrı olmayan tasavvufu nâehil ellere bıraktık (1.74)
14- Mistik yaşantı, hiçbir din kabul etmeyen ateiste lâum değildir. (14.23)
15- Ehl-i tasavvuf, ehl-i aşk, Hz. Allah’ın muhafazası koruması altındadır. (5.222)
1- İslam’ı tasavvufsuz düşünmek, ilim değildir. (1.62)
2- Tasavvufsuz ilim, beniâdemi maddenin eseri, materyalist, tabiri caizse putperest yapar. (2.263)
3- İmam Malik (r.a) der ki: Tasavvuf bilmeyen fakih, fıska; tasavvuf bilip de fıkıh bilmeyen sufî, zındıklığa düçâr olur. (3.114)
4- İmam Şafii Hazretleri söyle beyan etti: "Sufiye ile sohbetimden 3 şey öğrendim.
a) Zaman, bir kılıçtır; kullanmayı bilmezsen o seni keser.
b) Hak ile meşgul olmazsan batıl seni sarar
c) Kendine hiç varlık vermemek, ismet erbabı olmaktandır. (3.132)
1- Kudret-i ilâhîyi kabiliyetin nispetinde tefekkür ettiğin ve yüce Allah’ın varlığı karşısında imanın nispetinde aczini bilmen, seni zikr-i ilâhî rahmetine nasipli kılar. (2.77)
2- İnsan, tefekkür ölçüsüyle ölçülür; ruh ölçüsüyle de ölçülür. Sadece tefekkür, cansız ve cazibesizdir, sadece ruh da içi boş bir zarftan ibarettir; ikisi birleşince insan vücuda gelir. (2.187)
3- Dinlemek, dinlediğini anlamak, dâd-ı Hakk’tır; ilim zekâ ve olgunluk ifadesidir (4.194)
1- Hadise ne kadar utanç verici olursa olsun, tembellerin yüzünün kızardığını görmezsin; çünkü yüz kızarması asalet ve normal duygunun simada zuhurudur, Allah vergisidir, yapmak zuhurunu sağlamak, mümkün değildir. (4.211)
1- İnsan, terbiyeye muhtaçtır ve aldığı terbiye, imanı nispetinde kendini gösterir (1.26)
2- Demirci, kızgın demire çekici vururken rastgele vurmaz (2.70)
3- Çıraklıktaki hatalar, bir yere kadar ikaz edilir; normal karşılanabilir, kalfalıkta, noksanlık; ustada görülmesi çirkinlik olup küçümsenecek ve kabul edilecek cinsten olmayıp yadırganır. (4.45).
4- İnsan, terbiyeye muhtaç yaratılmıştır. (2.77)
5- Beniâdem dıştan değil içten terbiye olur (2.146)
6- Evliyaullah nezdinde terbiye görmek lâzımdır. Herkesin kabiliyetine göre faydalı ilim tahsili, tezkiye-i nefis ve tasfiye-i kalp için şarttır dediler. (4.198)
7- Bir evlat babayı saymıyor, hatta düşmanca davranıyorsa müsebbibi, çocuğun anasıdır. (5.105)
1- Tertib-i ilâhî, akıl ve mantık ölçüsüyle ölçülmez. (1.63)
2- Küfür bataklıklarından ibret alınır. Gazab-ı ilâhînin toplu zuhur ettiği bilinen mercilerden rahmet beklenmez. (5.27)
3- Şunu iyi bilesin ki rahmet-i ilâhînin kâfirden zuhuru, gazab-ı ilâhînin de mü’minden zuhuru görülmemiştir, düşünülemez de (13.27)
4- Cenab-ı Hakk, bazen dilin ve delilin göremediği İşleri kılıç ve süngüyle görür. (3.224)
1- Kulluğun icabı, evvelâ dikkat edilecek husus, tevhide halel getirmemektir. (4.25)
2- Dinin cüzünden feragat, küllünden feragattir. Yani tevhitten bir şey eksilttiğin zaman eksiltilen kadar değil, küll olarak tevhid yoksunu olursun. (4.26)
3- Tevhid, değişmeyen ve kıyamete kadar değişmeyecek olan din-i İslam'ın kulluk vecibesinin anayasasıdır (4.26)
1- İnsanlar, emr-i ilâhîye uyqun sayü gayretleriyle cehaletten kurtuldukça görecekler ki, her devrin kendine özgü kemalâtı ve cehaleti vardır. (2.60)
2- Sadece zahirî ilmî olup onunla yetinen topluluklar, zalim; sadece ahlâklı olmaktan başka bir bilgisi olmayan toplumlar, mazlumdur. Hem ilmî hem de ahlâkı olan milletler, hakim ve mesut olur. (2.7)
3- Hayatı yaratıldığı gibi kabul et ağırlığa sabret. Kimseyi incitmeden, kırmadan ıslah ian gücün nispetinde sayü gayretini kullan. (13.224)
1- "Rahmetim, gazabımı örtmüştür." buyurması, kulların Allah'ın rahmetini ümitle yaşamalarını sağlayan güvence, taahhüttür. Bunu idrak edemeyenler, ruhî bunalımdan nefislerini kurtaramazlar; ne kadar tahsil ve terbiye görseler de. (2.236)
2- Umit kapısını daima açık tut, rahmet-i ilâhî geldiği zaman nur-u aynini evde bulsun. (4.101)
1- Peygamber efendilerimizin ve evliyaların ilmi, diraset yoluyla değil, veraset yoluyladır, yani okuyup yazmakla değil. Bu ilim, amel ve mücahede neticesinde elde edilmez, ezel-i ervahta Allah’ın tertibidir (1.90)
2- Veraset taşıyanlar Peygamber efendilerimizin manevî ashabıdırlar. (2.218)
3- Veraset, şekilde değil, manâdadır. (3.69)
